Dünya geneli aldığı ödüller, girdiği galeriler ve CG kısa filmleri ile adından sıkça söz ettiren CG Artist ve Director Ufuk Pamuk ile röportajımız. Röportaja geçmeden önce sanatçının Artstation profiline buradan ulaşarak diğer çalışmalarına göz atabilirsiniz. Ayrıca buradan Vimeo profiline giderek yaptığı kısa filmler ve animasyonları izleyebilirsiniz.
1- Sizi tanımayan arkadaşlar için Ufuk Pamuk kimdir?
1993 yılı Diyarbakır doğumluyum. Henüz ortaokuldayken izlediğim , CGI içerikli filmlere hep hayranlık duydum.İlk olarak 2006 da o zamanki adıyla Google Sketchup’ta mimari modelleme öğrendim. Çünkü ülkemizde CGI ile ilgili girişimler yok denecek kadar azdı.
Kendimi Google Sketcup’ta modelleme konusunda geliştirdikten sonra 3DSMax’i keşfettim. İlk zamanlar çok zor geldi. Tekrar Sketchup’a geçmeyi bile düşündüm.Bununla ilgili birtakım araştırmalarımdan sonra film sektörüyle bağlantısını öğrendim ve 3DSMax ‘e devam etmeye karar verdim.
Hatta ilk projelerimden biri Grand Theft Auto ‘ya mod yapmaktı. Bir süre oyun sektörüyle ilgilendim.Daha sonra sektöre kızıp iki sene süreyle ara verdim.Çünkü kendi alanımla ilgili iş bulamamıştım. Bir süre başka bir sektörde çalıştıktan sonra ait olduğum yeri hatırlayıp geri dönmeye karar verdim. Totalde 4 sene pasif 7 senedir ise aktif olarak çalışmaları sürdürmekteyim.
Geçtiğimiz senelerde çeşitli firmalarda görselleştirme uzmanı olarak çalışmamın yanı sıra mimari görselleştirme projeleri uyguladım. Kişisel olarak film sektörüne olan hayranlığım hiçbir zaman bitmedi. Detaylara ve efektlere hayranım.
Yapabileceğimin sınırlarına dayanıp aşmayı hep sevdim. Bunun için uğraştım ve hala uğraşmaktayım. Bugünki birkimime ve elde ettiğim güzel sonuçlara gelmem biraz zamanımı aldı. Ve herşey gibi aynı oranda fedakarlık da gerektirdi. Nihayetinde 2015’te ilk kısa filmim mimari tabanlı olan “Nature Refuge” ve ikinci filmim 2016 yılında “In a Dream”i yayınladım. Son olarak üçüncü filmim ve en büyük projem 2018’de yayınladığım “Reloaded” oldu. Şuanda halen yeni kişisel film projeleri ve ticari çalışmalarımı sürdürmekteyim.
2- Yeni bir çalışmaya başladığınızda, ilerleyiş aşamalarınız nelerdir? Sizin gibi gerçekçi sonuçlara ulaşmak için neler yapılmalı en çok neye dikkat edilmeli?
Her yeni çalışma aslında yeni bir başlangıç diyebilirim. Bunu herzaman söylemişimdir. Modellemekten hiç hazzetmem. Maalesef ilk bu adımdan başlıyorum. Kendime yetebilecek kadar modellemekten yanayım herzaman. Mükemmel modellenmiş bir hazır şişe modelim varken kendim modellemek gibi bir amacım olmadı hiç. Bu gibi durumlarda hazır model kullanmaktan çekinmem.
Sonraki aşama ise kaplama… Hernekadar iyi bir ışıklandırma yapsanız dahi kaplamanız gerçeğe uygun değil ve gerçeği taklit etmiyorsa , istediğiniz sonucu elde edemezsiniz. Kısacası dokulara çok önem veririm. Çünkü yaşanmışlık katar. Çok temiz bitirişliliği pek beğenmiyorum. Çünkü bana bir yaşanmışlık vermiyor.
Bir sonraki aşama ise ışıklandırma. Işıklandırmada doğayı taklit ederim. Güneş nasıl batar ya da doğar , normal kullanılan yapay ışıklandırma nasıl kullanılır. Bunların dizilimlerine ve ayarlamalarına çok önem veririm. Bunun için de çok başarılı fotoğrafçıları takip ederim. Başlangıçtaki en önemli aşamalar bunlardır. Ayrıca sahnenin modellemesini tamamladıktan sonra kompozisyona çok önem veririm. Herşey gerçeğe uygun olmalıdır benim gözümde… Kompozisyonun önemini doğayı inceleyerek , fotoğraflara detaylı bakarak ve görerek ve filmleri izleyerek anladım.
3- CG ve 3D sektörünün daha çok hangi alanı ile ilgilisiniz?
Daha çok film efektleri (VFX) kısmıyla ilgiliyim, yönetmeyi seviyorum.Ve tabi ticari olarak ülkemiz şartlarında mimari.
4- Ara sıra full CG olarak animasyon projeleri paylaşıyorsunuz. CG olarak animasyon yapmanın püf noktaları nelerdir. Render almak sahneye göre değişse de çok frameli render sahnelerinde ne gibi optimizasyonlar yapılmalı?
Soru çok güzel bir yerden geldi aslında. Kafanda bir hikaye oluşturursun ilk başta. Sonra storyboardlar hazırlarsın kafandakileri unutmamak için. Tabi benim storyboardum beynim 🙂 Sonraki aşama tasarladığım senaryoya göre harekete geçmek.
Birinci olarak tasarladığım senaryoya göre sahneyi modellemek. Onlarla ilgili atmosferi yaratmak. Sonra animasyonlarını yapmak. Tabi bu işin teknik olarak en zor bölümü. Takdir edersiniz bazı şeyler bir kamera hareketinden ibaret olmuyor.Ve bunları bir bütün haline getirip yönetmek. Baştan sona herşeyiyle kendim ilgileniyorum ve bu zor bir konu. Çok güzel bir efekt yapabilirsiniz, renderlar alabilirsiniz ama hikaye ve duygu aktarımı geçmiyorsa bir kez izlenen bir işiniz olur.
Sahne optimizasyonunda ise genellikle işlerimde Vray ‘i tercih ettiğim için sahne optimize ederken ince hesaplara girebiliyorum. Benim için minimum zamanda maximum kalite elde edebilmek. Bu da biraz render aşamasında zamanımı alıyor. 2015 yılında Nature Refuge filmimi yaparken, eski nesil i7 PC 8gb ram ile başladığım yola sahnelerden memory sıkıntısı çekince 16 gb a yükselterek devam ettim.
Bu gibi durumlardan sonra ne kadar iyi bir pc niz olursa olsun şunu anladım ki sahne optimizasyonuna gerekli önemi vermenin önemini anladım. Bu tek kare için de geçerli. Çünkü vakit nakittir.
5- Bilgisayar grafikleri ile ne zamandır uğraşıyorsunuz, bu piyasadaki sektörel deneyimleriniz nelerdir?
Toplamda 11 yılı aşkın süredir bu işi yapıyorum.Bununla ilgili kısa filmler ve Tv film projelerinde yer aldım.Birçok görselleştirme projeleri ürettim.
6- 3D ve görselleştirme alanında verdiğiniz eğitimlerden ayrıntılı şekilde bahsedebilir misiniz?
Verdiğim eğitim üst seviye Vray ve Corona renderer, Post Prodüksiyon eğitimidir. Eğitimin mimari tabanlı bir eğitim olması yanı sıra 16-20 saat sürmektedir. Dersi özel ve grup eğitimleri şeklinde, ineterior-exterior olarak her iki alanda gerçekleştirmekteyim. Eğitime katılan arkadaşlara İşin mantığını öğretiyorum. 50-60 saat anlatıp insanların kafasında gereksiz bilgilerle yer kaplamak değil, kısa yoldan doğru bilgileri aktarmak amaç.
Herkes bu işe zamanını ve parasını ayırıyor ve ben de onlara istediği bilgileri kısa yoldan veriyorum. Aşama aşama gidiyorum; materyal, ışıklandırma, kamera& kompozisyon, render ayarı ve post prodüksiyon. Bu eğitimi işlerini kolaylaştırıcak plug-in ler ve tricklerle destekliyorum. Ara ara öğrenci projelerini ve içerik görsellerini paylaşıyorum.
7- Yazılımlar birer araç olsa da tasarımlarınızda aktif olarak kullandıklarınız, öğrenmeyi düşündükleriniz nelerdir?
3DSMax, Vray, Corona, Photoshop, biraz Zbrush, Octane, FStorm, Adobe Suite, biraz Nuke … Kullandıklarım bunlar. Hedeflerim arasında Maya, Blender, Nuke ‘u geliştirmek istiyorum. Birtakım eksiklerim var bu konuda.. Ben generalistlikten yana değilim. Herkesin bir alanı olması gerektiğini düşünüyorum. Benim alanım VFX ve efekt. Tabi burda efektten kasıt FX den bahsetmiyorum. Ona büyük saygım var.Ama beni hiç cezbetmiyor 🙂
8- Görsel efekt ve compositing alanlarından deneyimleriniz oldu mu? Houdini ve Nuke hakkında beler söylemek istersiniz.
Görsel efekt ve compositing alanlarında tabi ki deneyimlerim oldu. Nuke u bir dönem çok kullandım ama bir süre ara verdim. Ona tekrar devam edeceğim. Houdini hakkında pek bir bilgim yok ama onun da çok başarılı olduğunu düşünüyorum .Gördüğüm işler hayranlıkla izleniyor. Bence FX olarak en başarılı program. Ve tabiki compositingde de Nuke.
9- Render motoru tercihinde genelde V-Ray kullanmanızın özel bir nedeni var mı? Corona, Arnold, Redshift, Octane gibi benzer motorlar hakkında deneyim ve tecrübeleriniz nelerdir?
Bu saydıklarınla ilgili hepsinde birtakım deneyimlerim oldu. Arnold ve redshift’i de kullandım. Octane ve Coronayı zaten kullanıyorum. Ancak yavaş kaldığı için beni bazen sinirlendirebiliyor Corona 🙂 Vray bu konuda beni memnun ediyor ve kullanmamın esas sebebi ise geçmişten gelen bir alışkanlık. Bunun yanısıra piyasada tekel oluşu ve bana birçok şeyi yapmama izin vermesi.
Her iki alanda da faydası var, hem cpu hem gpu ya izin veriyor. Genel olarak tüm render programlarını convert için destekliyor. Özellikle son sürümlerde vray nextin çok çok iyi olduğu düşüncesindeyim. Benim kısa film projelerimde optimizasyon konusunda çok büyük fayda sağlıyor. Kısacası seviyorum Vray’i. Ama bu diğer programları kullanmadığım ve kullanmayacağım anlamına gelmez. Biz sanatçılar programları bir araç olarak kullanmaktayız. Hangi program bizim işimizi kolaylaştırıyorsa onu kullanmak durumundayız ve şuan vray bana bu kolaylığı sağlıyor ve onu tercih ediyorum.
10- Yerli ve uluslararası arenada aldığınız ödüller nelerdir çalışmalarınızın girmiş olduğu galeriler nelerdir?
Aslında hepsini teker teker saymak biraz güç olur, bildiğiniz tüm platformlardan ödüller aldım. Ama bu ödüller benim görüşümce birşey başardığım anlamına gelmiyor. Artık ödül almak için bir paylaşım gerçekleştirmiyorum o platformlarda. Bunların artık bir işe yarmadığını ve alınan ödüllerin adil olmadığını düşünmekteyim.
11- Şu an aktif olarak kullandığınız PC donanımı nedir? Bu işler için iş istasyonu kullanmak isteyenler sizce kendileri mi toplamalı yoksa hazır render çiftliklerinden mi hizmet almalılar?
İntel Xeon CPU E5-2675 V3 2.10 GHZ (32 CPUs) işlemci, 32 GB Ram NVIDIA GTX 1080 8 GB Ekran kartı
12- Render almak için gelişmekte olan GPU render teknolojileri hakkındaki düşünceleriniz nedir?
Gpu gelecek vaadeden bir teknoloji. Ancak tabi bunun getirdiği hızın yanı sıra dezavantajlar da var. Vram sıkıntısı, bazı özellikleri desteklememesi gibi. Bunları yavaş yavaş çözüme kavuşturuyorlar. Ama CPU ya göre çok daha hızlı sonuçlar veriyor. Bazen hayat kurtardığını söyleyebilirim. Ama yeterli değil tabi ki, daha da gelişmesi lazım.Mesela Vray GPU konusunda geçtiğimiz senelerde geride kaldı ama artık arayı kapattı diyebilirim. Çünkü bizim işimizde vakit çok önemlidir.Vakit nakittir.
13- CG ve tasarım konularında takip ettiğiniz online platformlar, siteler, facebook grupları hangileri?
Genel olarak isim isim tek tek söylemekten yana değilim, biraz kapalı düşünmek gibi geliyor, açık olmak lazım. Türk platformları da yabancı platformları da takip etmekteyim. Haber almak için, gelişmeler konusunda Art of CGI ı başarılı buluyorum . Kısacası elimden geldiğimce hepsini takip etmeye çalışıyorum.
14- Ülkemiz CG ve 3D sektörü hakkındaki düşünceleriniz nedir?
Türkiye’de 3D ve CG sektörünün yeteri kadar gelişmediği düşüncesindeyim. 3D yi sadece mimariden ibaret sanan birçok insan var ve mimari alanda birtakım işler yapıp çok değerli sıfatları takınıp egolarından başarılı olamıyorlar. Bu tarz insanlarla iletişim bile kurulamıyor. Yanlış anlaşılıyor. Ticari olarak konuşmak gerekirse film sektöründen örnek veriyim, geçtiğimiz aylarda bir TV Filmi Yapımında görev aldım. İsim vermeyelim şimdi telifle uğraştırmayalım sizi 🙂 Yapılmak istenilen efektler ve sahneler Game of Thrones, ama gerçekler muhteşem yüzyıl efektleri gibi oldu.
Ben bu konuda yapımcının briefi üzerine istenilen efektleri yapmak niyetindeydim. Ancak işi sahiplenen kişilerin burda biraz samimi olmak lazım aman canım yap eskisi gibi kafasında düşünceleri vardı. Her ne kadar çekişmeli durum olsada o projedeki kendi istediğimle ve alınan brif doğrultuda yaptım. Bu düşüncelerle hiçbir zaman Türkiye’de CGI sektörünün gelişebileceği kanısında değilim. Biraz daha çağdaş, yenilikçi olmaları ve çalışanlara daha özverili davranmaları gerekiyor.
Mesela Holywood Sektörü yapımları izlerken ağzımız açık çok güzel efektler izlemişizdir. Bunlar bizde yapılamaz mı yapılır. Bununla ilgili çağdaşlık, bütçe, fikir ve girişimcilik gerek. Ve de insanlar birbirlerine destek olmalı köstek değil. Maalesef egolarımızdan öteye gidemiyoruz.Teşekkür ederim.
İçeriği Sosyal Medyada Paylaşmak İster misiniz?
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Yorum *
Ad *
E-posta *
İnternet sitesi
Δ