Art of CGI  21 Mayıs 2018   Ana Sayfa/Röportaj  

Uğur Ulvi Yetişkin ile Röportajımız

6 sene önce

CG nin her alanıyla ilgili olsa da daha çok hareketli grafik (motion design) konularında şahane işler çıkartan sayın Uğur Ulvi Yetişkin ile samimi bir röportaj gerçekleştirdik. Geçen burada haberini yaptığımız sanatçıya ait showreel’i izleyerek nasıl mükemmel işlere imza atmış, görebilirsiniz.

Sanatçıya ait Behance hesabından yaptığı birbirinden güzel çalışmalara ulaşabilirisiniz.

Bu tarz içerikleri beğeniyor ve devamını bekliyorsanız tek gelir kaynağımız desteğiniz. Paylaşım yapmayı lütfen unutmayalım. 🙂

1- Sizi tanımayan arkadaşlar için Uğur Ulvi Yetişkin kimdir? Biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

1979 da İstanbul da doğdum. Marmara Üniversitesi Bilgisayar Öğretmenliğini kazandığım yıllarda daha çok 3ds Max kullanmaya başlamıştım yanında 2D Flash animasyonlarda yapıyordum. Okul hayatım boyunca hiç öğretmen olmayı düşünmedim aklım hep animasyondaydı çünkü. Mezun olduktan sonra birkaç iyi ajansta grafiker olarak çalıştım. Buradan edindiğim grafik bilgisi usta çırak ilişkisine dayalıydı ve ustalarıma gerçekten minnettarım.

Gelişimimi yurtdışından getirtiğim kitaplarla tamamlamaya devam ettim tabi hala tutorial gibi bir imkan yoktu. 2008 yılında nihayet TRT Çocuğun açılmasıyla sevdiğim karakter animasyonu konusunda bir iş bulabilme fırsatım oldu. Maddi olarak birikim sağlayınca da ilk işim ilk online animasyon okul olan Animation Mentor dan eğitimimi tamamlamak oldu. Bu sırada pek çok yurt içi ve yurt dışı projede çalışma imkanım olduğundan pek çok iş akışıyla deneyim kazandım. Şimdilerde bu deneyimlerimi CG Supervisor olarak Digiturk’ ün tanıtım departmanında kullanmaktayım.

 2- Dünyaca ünlü “11 Second Club” yarışmasından ve birinciliğinizden bahseder misiniz?

Yıllardır takip ettiğim ve bir gün kazanmayı hedeflediğim bir yarışmaydı. Kişisel bir hedefimdi 1. olmak ama ilk 2-3 denemem de 40 lardan 7. liğe varmıştım. Sonrasında araya giren işler uygun ses dosyası ve fikirler bulamayınca ara vermiştim. Sonra bir gün Şubat 2015 teki ses dosyası bana Walt Disney’ in bu sözü söyleyebileyeceği fikrini verdi. Ses dosyası şu şekildeydi: “See, everything outside of our dimension… that’s eternity. Now, to us, it’s a sphere. But, to them, it’s a circle.”  Bu bağlamda önce Walt Disney’ in gençlik resimlerinden onu araştırdım. Çalıştığı odadan masasına hatta duvar kağıtlarına kadar inceledim.

Youtube dan belgesellerden google dan resimlerden bir sürü referans indirdim. Ve başladım önce karakteri modellemeye ve ortamı oluşturmaya. Sanırım yakalamaya çalıştığım benzerlik ve animasyon karakterinin içtenlik bana birinciliği kazandırdı. Öncesinde hep komik fikirler absürt fikirler ortaya koyan çalışmalar çoğunlukla birinci oluyordu. 1 hafta planlamaya, 2 hafta animasyona ve son 1 haftada ışıklandırma ve renderla tamamladım çalışmamı. 11 senedir var olan bir yarışmada ilk defa bir Türk animatörün birinci olması gerçekten çok gurur verici. Bunu benim başarmış olmam sa kendi adıma ayrıca sevindiriciydi.

3- Ticari anlamda yaptığınız işler için iş deneyimleriniz nelerdir. Bu alanda çalışan arkadaşlar nelere dikkat etmeliler.

İşverenler benim için 2 ye ayrılıyor birincisi ilk defa çalışacağım, ikincisi devamlı çalışmakta olduğum. Bu yüzden ikisine karşı yaklaşımım farklı oluyor. İlk defa çalışacağım her yere karşı temkinliyimdir: benim ve pek çok kişinin başına gelenler yüzünden mutlaka işin %30 civarında peşinatını alırım. İşin başında peşinat vermeyen sonunda zaten ya sizi süründürür yada paranızı vermez. Sizinde sanatçı olarak yükümlülüğünüz işi zamanında istenilen şekilde teslim etmenizdir.

Annem vefat ettiğinde bile elimde olan işi başka sanatçı arkadaşlarımla bir şekilde zamanında vermiştik bu benim için etik olarak en önemli kural. Sonrasında bu şartlarda işi tamamlayınca o ilk iş yaptığınız kişi yada firma daha sonra sizin devamlı işvereniniz oluyor. İşler biraz organik gelişiyor ama karşılıklı olarak gelişiyor kesinlikle. Size dürüst davranan, zamanında ödeme yapan müşteriyi kaybetmeyin derim bu devirde gerçekten bulmak zor çünkü.

4 – CG sektörü denilince hemen her alanda çok güzel işler ortaya koyuyorsunuz. Çalışmalarınız ve ilgi alanlarınız ile ilgili neler söylemek istersiniz?

CG sektörü kendi içinde pek çok dala sahip ama bizim ve bizden önceki nesilden gelenler iş bulabilmek için herşeyi bilmesi bekleniyordu (Generalist olarak). Yani modeli yapacaksın, animasyonun yapacaksın, ışık kaplama ve renderini yapacaksın ki son ürünün hepsi bitebilsin.

Bundan dolayı farklı alanlarda yeni bir plugin, script yada program çıkınca merak edip kurcalamayı çok severim tabi Volkan Kaçar dostum gibi hepsinde muhteşem başarı yakalamak zor 🙂 Ama bu merak ve araştırma-geliştirme dürtüsü sizi her alana itiyor. Sonuçta bazılarında güzel işler çıkıyor yayınlıyorsunuz bazılarında çıkmıyor o arşivde kalıyor bir şekilde.

5- Türkiye’de ki motion graphic design ve animasyon sektörü hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Sektör geçte olsa gelişiyor bu çok ümit verici. Son dönemlerde çıkan genç yeteneklere hayran oluyorum yaptığı işler çok saygı duyulacak kalitede gerçten. Motion graphics olarak bir iki firma gerçekten dünya kalitesinde işler çıkartıyor ama animasyonda hala yurtdışı kalitesini yakalayamadığımızı düşünüyorum. Tabi ki çizgi dizilerde zamanların sıkışık olduğunu biliyorum bundan dolayı belki orada çalışan arkadaşlarımda kendi yeteneklerini sergileyemiyorlar bundan eminim. İyi yatırımcılar ve makul süreler verilirse güzel çizgi filmlerde yapabilecek sanatçılarımız ve firmalarımız mevcut.

Anima’nın ürettiği Kötü Kedi Şerafettin de benimde birkaç planda çalışma imkanım oldu ve iş akışlarından çıkan sonuca kadar çok profesyonel bir iş olduğunu söyleyebilirim. Demek ki oluyor bu işler yeter ki uygun şartlar ekiplere sunulsun 🙂

6- Bilgisayar grafikleri ile ne zamandır uğraşıyorsunuz ve bu seviyeye ulaşmanızda ne gibi aşamalar kat ettiniz?

Küçükken çizgi filmleri VHS kasetlere kaydeder, sonra belirli karalerde ekranını durdurur, tüplü televizyonumuzun üstüne bir kağıt koyarak üstünden karakterleri çizerdim. Çok sonradan adını öğrendiğim ilk ışıklı masamdı kendileri. Ben hep animasyonu severek büyüdüm. Ben 14 yaşıma geldiğimde abime bir Commodore 64 alınmıştı! Bu sanırım benim içinde bir dönüm noktası oldu.

Abim oyun oynamayı severdi bende oyunların nasıl yapıldığını merak ederdim. Özellikle giriş introlarındaki animasyonlara bayılırdım ve bir şekilde hangi programlarla yapıldığını öğrenince başladık kutu döndürmeye. Programların Help dosyalarından ve yurt dışından getirttiğim kitaplarla kendimi geliştirebildim. Hala da öğrenmeye gelişmeye devam ediyorum…

7- Yazılımlar birer araç olsa da çalışmalarınızda aktif olarak kullandıklarınız, öğrenmeyi düşündükleriniz nelerdir?

Ben aktif olarak gözlem yapmayı çok seviyorum. İşimiz görsel sanat olduğu için herhangi biri işin ister basılı bir görsel ister bir reklam yada klip olsun o işin kadrajından, renk uyumuna, tekniğine kadar herşeye dikkat etmeye çalışıyorum. Bu saatten sonra teknik konular her yerden öğrenilebilinir benim yaptığım gibi Help dosyalarından bile. Ben sanatçıların workflow larını öğrenmeyi bu dönemde daha değerli buluyorum. Bunun için workflowlarından örnekler vererek eğitim anlatan sanatçıların eğitim setlerini almayı daha değerli buluyorum.

8-Sizce bir yazılımda bir çok şeyi halletmek mi yoksa alanında uzman yazılımları öğrenmek mi gerekli. (Örneğin Max de sıvı simülasyonu da yapılabilir. İlla Rela Flow veya alternatiflerine de yönel inmelimi?)

Kesinlikle alanında uzman olmak gerekli eğerki bir stüdyoda çalışıyor ve her alanda kendi dalına ait bir çalışan varsa! Ama piyasadan freelance bir iş aldınız diyelim ozaman bence o sıvının hangi programda yağıldığının bir önemi yok. Sonuçta final halinde o bir sıvıysa kimse onun neyde yapıldığıyla ilgilenmez müşteri olarak.

9- Şu an aktif olarak kullandığınız PC donanımı nedir?

Boxx Apexx 4 kullanıyoruz şirketimizde. Intel i7-6950X CPU, 128 GB Ram, 4 adet GeForce GTX 1080 Ti

10- Sektörümüzde konunun meraklıları için ülkemiz ve dünyada takip edilmesi gereken alanında uzman kişi ve kişiler kimlerdir?

Aslında isimleri çok iyi biliniyor ülkemizde iyi sanatçıların, şimdi ismini unuttuğum olur diye sıralamak istemiyorum ama Volkan Kaçar’ın yeri benim için hep ayrıdır. Yabancı olarak ta artık şahıslardan çok online platformlardaki örnekleri takip edebiliyorum.

11- CG ve tasarım konularında takip ettiğiniz online platformlar, siteler, facebook grupları hangileri?

Artstation, Behance ve ilginç bir şekilde Pinterest i çok kullanıyorum. Pinterestte değişik koleksiyonlarda tam olarak aradığınıza özel şeyler çıktığı için fazlaca kullanıyorum. Instagramdan takip ettiğim sanatçılar oluyor yeni işlerini veya WIP leri önceden paylaştıkları için daha güncel kalabildiğimi düşünüyorum.

Bana yer ayırıp böyle güzel bir söyleşiye olanak tanıdığınız için teşekkür ederim.

Yine sanatçıya ait 2010 yılına ait showreel videosunu aşağıdan izleyebilirsiniz.

 

İçeriği Sosyal Medyada Paylaşmak İster misiniz?

Art of CGI Yazar Notu:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir